02:11

uzaklar

Blogumu ihmal ettim. uzun süredir girmiyorum.
İstanbul yollarında gide gele en sonunda ben de İstanbul yaşıyor bulucam kendimi.
ne fark eder ha oarası ha burası kafaları, gönülleri de birlikte götürüyoruz.,
her nerdeysek orada mutlu olmaya bakmak gerek.
yazmayı unutmuşum ne:))

00:06

Senden Öğrendim

SENDEN ÖĞRENDİM

Gittin, kanadı kırık kuştum
Sustum, sözlerine küstüm
Hani kırılırsın siyaha
Nöbet nöbet geceler boyunca,
Dün güne dize gelince,
Yürek acılara doyunca,
O tez dönüsün gec olunca,
Kendime tahammülü öğrendim..
Kördüm, bilendim, seni unutmayı öğrendim..
Sen yoktun ben yalnız kalmayı öğrendim,
Acıya duvar gibi durmayı ögrendim,
Kaybolmuş bir dilin sözcükleri gibi,
Köksüz, bağsız durmayı öğrendim..
Vazgectiysen hep sağnak yağışlarımdan,
Vazgectiysen bitmek bilmez kışlarımdan,
Korkma kimseye ödenecek borcum yok,
Yok saymayı ben senden öğrendim..

Söz:Burcu Tatlıses

Funda Arar

23:26

Attila İlhan

MEVSİMİDİR

mevsimidir
müphem bir meltem yoklar dal uçlarını
gizlice ürperir yaseminler
körfezde deniz dalgın
bilinmez hangi aşktan arta kalmış
vahim bir yalnızlığı dinler

mevsimidir
artık erken kararır sular
her biri bir bulut ardına sinmiş yıldızların
korular terk edilmiş
ağaçlar duman duman
yalılar tenha
kanlıca ilk yağmurla serinler

mevsimidir
nedense ölmeye heveslenir insan
uzaya
bir avuç yıldız tozu gibi savrulmaya
rayından çıkmıştır yaşamak
bir eskimişlik duygusu nereye baksan
gücü yetmez kimsenin kimseyi kurtarmaya
çünkü ne güzeller
zehir zemberek güzeldir artık
ne zehir zemberek çirkindir
yeni çirkinler

ATTİLA İLHAN

00:45

Kime Göre?

Yaşamak nedir ? ne kadar kendimize ait hayatı yaşıyoruz?
bu soruya " aman ben kendi hayatımı yaşıyorum " diyorsa yalandır.

"sefilliğin en büyüğü başkalarının keyfine göre yaşamaktır" demiş birileri, çokda doğru söylemiş.

bizim toplumumuz da yaşanan hayatlar önce anne ve babaya abi varsa abiye daha sonra karı veya kocaya eşlere yani
daha sonra da çocuklara bağlı olarak yaşanıyor.

bulunduğumuz en ufak çekirdek topluluğa zarar gelsin istemeyiz, kendimiz içinde olanı yapamayız.
ailenin onaylamadığı arkadaşla görüşemeyiz, istediğimiz bir arkadaşımızla ( bu bizim toplumda özellikle farklı cinselerde iki
kişinin bir yere gitmesi bir yerde oturması olabilir) istedğimiz kişiyle bir yerde oturamayız.
"aman yanlış anlaşılma olur, elalem görürüse ne der, şimdi bizi biri görürüse ne derler, aman evdekilere söyler" şeklinde
devam eder gider. ne bu yaa? kendi hayatını yaşamak asla bu olamaz...

sonrada yalnızlıktan bunaldığımızı hissederiz . kafadengi kaç kişi bulabiliyrosunuz,.? yapılan sohbetten ortak noktada buluşduğunuz kaç kişi var?
ne kadar az olduğunu düşününca bulabilrisiniz.

Yalnızlıktan kurtulamak için hayallere kaçarsınız, onaların içinde de kafayı bulmanız yakın olur. hayalerde kaybolmamak da önemlidir.

sonra bir bakarsınız ki: "kendine dönmüşsün içine dönmüşsün en sonunda içine kaçmışsın, taa ki seni biri bulup çıkarana kadar"

yalnızlığı bizler toplum olarak baskılar altında yaratıyoruz, yaşayoruzda. Farkındalık çok geç oluyor .
zaten farkında olsanda çıkamaz duruma geliyorsun.. dipsiz kuyulara, karanlık odalara kapanıp kalıyrosun:(





08:26

AŞK!


AŞK!


Aşk tam da ''şimdi''ye, şu ana aittir. ''Hep vardım'' diyemez; ''Hep var olacağım'' diyemeyeceği gibi. Geçmiş ve gelecekten zerre hazzetmez...


ELİF ŞAFAK

11:03

Farkındalık, Öz farkındalık

Farkındalık hakkında ne kadar bilgiliyiz belli değil. zaten sorduğunuz her kişye göre değişiyor.
önce farkındalıktan haberdar olup, çevrende olan bitenden haberdar olucaksın.

kendi farkındalığın her ülke için farklı yaşlarda olduğunu öğremniştim yıllar önce Almanya, İngiltere için 15 yaş veya 17 yaş gibiyken bizde Türkiye 'de 40 yaş olduğunu öğrendim.
Türkiye şartlarında normal diyorsun.
üniversitede okuyan bir arkadaşıma " öz farkındalığın ne zaman oldu" diye sorduğumda 18 veya 19 dedi aynı soruyu meslek sahibi karıyerli başka bir arkadaşıma sorduğumda 30 ila 35 arası dedi ve devam etti" hala kendimi sorgularım imgelerimi bırakmam "demişti.
anlaşılan öz farkındalık geç farkına varılıyor.

insan kendini önemseye ,ne olduğunu, nerde yaşamak istedğini, kötü huylarını törpülemeye ne zaman başlamışsa o zaman öz farkındalıkta başlamış oluyor demek.
bazen de diyoruz " uçmuşuz zaten neyi farkedicez " diyoruz.
insanın kendini keşfettiği zaman öz farkındalıkta başlıyor sanırım. bu ölene kadar da sürüyor...

23:55

Dünya Hali

Dünya Hali
Çingene benleri, ne dersiniz, pembe olmalıydı
değil mi?
Ama dünyada her şey olması gerektiği gibi

olmuyor ki...

CAN YÜCEL

23:25

İstatistlik

Arkadaşıma " ne güzel kız şurda ki, fındık kurdu gibi " diyorum.
_o benim yiğenim dayımın kızı, yakında evlenicek
_ ne güzel sesi var korstlikten çok solistliğe hak ediyor , opera sanatçısı gibi diyorum..
_konservatuar mezunu , şan okudu. yaza evlenicek bu ikinci nişanlısı diyor ve devam ediyor anlatmaya..
_ilk nişanlısyla nerdeyse dört yıl çıktı ama kız artık dayanmıyorum dedi ahpaplarının oğluydu.
fakat çoçuk enteresandı. kızla buluşucak ya kız geç kalıyormuş çocuğun ilk dedği şey şu oluyormuş
" 10 dakika 15 saniye geç kaldın nerdesin?" :) çocuk istatistlik okumuş..

bu kadar da olurmu yuh dedim. yine kız sabırlı çıkmış .enteresanlık olurda bu kadar mı olur?

23:54

yazmalı mı? yazmamalı mı?

Konuşma dili ile yazma dili farklı oluyor.konuşurken akıp giden cümleleri burda yazmak toplamak bir hayli zor oluyor. uzun süredir yazmam konusunda israr edilsede ben çekince içindeydim. gelen öneriler de" istedğini yaz, kendi alanın bu konuştuklarını yaz " şeklinde oldu. ben ise: aman nasıl olur imla kuaralları, yazım kuralları ne olucak?" diye düşünmekten kendimi alamadım . çünkü,konuşma ile yazım çok farklı oluyor ,konuşmakta ki başarı yazı dilinde olamayabiliyor. fakat bundan sonra yazıcam madem çok ısrar geldi:) ben de yazıcam. akla gelenler başlığını çok sevdim bu başlık altında yazmak istiyorum..

23:32

Seyahat

"Dünya, seyahat etmeyenlerin yalnızca bir sayfasını okudukları bir kitaptır"

23:53

Türkan Saylan'nın Ardından

Marifet hiç ezilmemek bu dünyada..
Ama biçimine getirip ezerlerse,
Güzel kokmak,
Kekik misali,
Lavanta çiçeği misali,
Itır misali,
Tonguç misali, Nazım misali,
Uğur Mumcu misali.

05:35

Sabır

"Sabırla işlenen dut yaprağı, atlas olurmuş"

02:48

Dip

Dibe vurdunuz mu? tüm gücünüzle dibe tekmeyle vurup yukarı çıkacaksınız. eğer dipte beklerseniz karanlıklarda kalırsınız. suyun üstüne çıkıp ufku, güneşi, ayı, yıldızları görüceksiniz.

11:09

Casabilanka

Humphrey Bogart- İngrid Bergman

04:21

BİLE BİLE SEZEN AKSU

Birarada olabilmek ne mümkün
Birarada kalabilmek imkansız
Seneler alıp gitmiş
Ne var ne yoksa herşeyi

İ�nanılmaz, değişen ben miyim
İ�nanılmaz, bu yabancı da kim
Sen misin böyle uzak
Veda sözleri söyleyen

Geri dönmek inan işten değil
Hani var ya tutamazsın kendini
Bir ümitle ya olursa dersin hep
Bile bile herşeyin bittiğini

Geri dönmek inan işten değil
Hani var ya tutamazsın kendini
Bir ümitle ya olursa dersin hep
Bile bile herşeyin bittiğini

Sonradan kor sonradan kor
Ayrılıklar an be an
Akıp gider akıp gider
Zaman sana aldırmadan

Birarada olabilmek ne mümkün
Birarada kalabilmek imkansız
Seneler alıp gitmiş
Ne var ne yoksa herşeyi

İ�nanılmaz, değişen ben miyim
İ�nanılmaz, bu yabancı da kim
Sen misin böyle uzak
Veda sözleri söyleyen

Geri dönmek inan işten değil
Hani var ya tutamazsın kendini
Bir ümitle ya olursa dersin hep
Bile bile herşeyin bittiğini

Geri dönmek inan işten değil
Hani var ya tutamazsın kendini
Bir ümitle ya olursa dersin hep
Bile bile herşeyin bittiğini

Sonradan kor sonradan kor
Ayrılıklar an be an
Akıp gider akıp gider
Zaman sana aldırmadan